Mobil Oyun Sektöründe Web3 Oyunları

Web3’ün hayatımıza girmesi mobil oyun sektörü için neyi değiştirdi? Konunun uzmanları MBN#3’TE anlattı.
Web3 ve mobil oyunlar
Uzmanlar Web3 oyunlarını ve mobil sektörü değerlendirdi.

Mobil oyun sektörü değişime ve gelişime en hızlı uyum sağlayan sektörlerden biri. Web3’ün doğuşu ile birlikte oyun dünyasında meydana gelen değişiklikler mobil sektörü de yakından ilgilendiriyor. Peki Web3 mobil oyun sektörü için ne ifade ediyor? Mobidictum Business Network#3’te Natalia Pakhomova moderatörlüğündeki bir panelde Made for Gamers‘den Paul-David Oosthuizen, Footium‘dan George Benton ve Admix‘ten Paul de La Hosseraye bu konuyu ele aldılar.

Her biri kendi alanının uzmanı olan konuklarımız Web3’ün mobil oyun sektörüne olan etkisini artık geleneksel sayılabilecek free-to-play (oynaması ücretsiz) oyunlar ile play-to-earn oyunları karşılaştırarak başladılar.

Sektörün uzmanları MBN#3’te buluştu.

Play-to-earn vs Free-to-play: Sektör Uzmanlarının Görüşü

Oyunların pay-to-play (oynamak için öde) ile başlayan macerası yerini zamanla free-to-play’e bıraktı. Free-to-play oyunlarının reklamlar, oyun içi satın alımlar gibi kendine has monetizasyon (para kazanma) yöntemleri bu tür oyunları mobil oyun dünyasının favorisi haline getirdi. Şimdilerde ise yeni bir model olan play-to-earn yükselişte. Play-to-earn modelini diğerlerinden ayıran en önemli fark oyunculara maddi kazanç vadediyor olması.

Paul-David Oosthuizen, geleneksel modeller ile play-to-earn’ü karşılaştırırken aradaki bu farka dikkat çekiyor. Oosthuizen, free-to-play oyunların daha çok monetizasyon odaklı olduğunu, play-to-earn oyunların ise oyuncuyu ödüllendirmeye yönelik bir yapısı olduğunu dile getiriyor. Aynı zamanda, eğlenceli ve değer üretebilen play-to-earn oyunlarının diğerlerinden çok farklı olmadığını düşünüyor. Gerçekten, aradaki tek önemli fark, blok zinciri teknolojisinin getirdiği monetizasyon avantajları gibi görünüyor.

Paul de La Hosseraye da benzer şekilde düşünüyor ve bir diğer önemli noktaya dikkat çekiyor: farklı monetizasyon modellerine sahip oyunların oyuncu topluluğuna yaklaşımı da farklı oluyor. Free-to-play oyunlar geliştirildikten sonra oyuncuya ulaşmaya çalışırken play-to-earn oyunlar çok daha erken bir aşamada topluluklarını oluşturuyorlar. Bunu yapmak için de NFT’ler başta olmak üzere çeşitli blok zinciri enstrümanlarını kullanıyorlar.

George Benton ise oyunların en temel görevine dikkat çekiyor: Oyuncuya keyifli bir deneyim sunmak. Günümüzün play-to-earn oyunları gerek gelir elde etme dürtüsünün ağır basması gerekse türün oldukça yeni olmasından kaynaklı olarak çok da “eğlenceli” olmayabiliyorlar. Bu açıdan bakıldığında hali hazırda oyuncuların severek oynadığı Web2 oyunlarının büyük bir potansiyeli bulunuyor. Bu oyunları Web3’e entegre etmek görece olarak kolay ve hali hazırda oyunculara iyi bir deneyim yaşama konusundan başarılılar.

Web2 oyuncuları ile Web3 oyuncuları arasındanasıl bir fark var?

Web2’den Web’3’e geçiş sürecinle oyunlar için bir değişim süreci başladı. Bu durum oyuncuları da etkiliyor. User (kullanıcı) olarak tabir edilen hedef kitle ile community (toplululuk) olarak adlarılan hedef kitle arasında artık bir takım farklar var.

Paul de La Hosseraye kullanıcıları toplulukardan biraz daha farklı değerlendiriyor. Geleneksel oyun anlayışında kullanıcılar, tüketici olarak algılanırken blok zinciri oyunları ile birlikte çok daha sık duymaya başladığımız “community” daha çok katılımcı/yatırımcı gibi algılanıyor. Blok zinciri oyun toplulukları hem oyun için bir değer üreterek katkıda bulunuyor hem de NFT’ler, token’lar gibi blok zinciri enstrümanları ile oyuna yatırım yapıyorlar. Bu durum play-to-earn oyunlarının oyuncuları “oyunun bir parçası” olarak kabul etmesinden kaynaklanıyor.

Oyun ekonomisine mi yoksa oyun topluluğuna mı öncelik verilmeli?

Bu sorunun henüz net bir cevabı yok. Bazı projeler güçlü bir oyun ekonomisine sahip olduğu için insanları cezbederken diğer birtakım projeler güçlü bir topluluğa sahip olduğu için geliştiricileri dengeli bir oyun ekonomisi kurmaya itiyor.

Paul-David Oosthuizen kendi projelerinde oyunun ekonomisini daha ön planda tuttuklarını dile getiriyor. Çalışan bir oyun ekonomisi olmadan insanların NFT ve token gibi kavramlara temkinli yaklaştığı belirten Oosthuizen geleneksel oyuncuların Web3’le tanışması için onlara iyi bir sebep verilmesi gerektiğini düşünüyor.

Geleneksel oyuncuların oyun oynama motivasyonları bu güne kadar gelir elde etmek değildi. Bu ancak blok zinciri oyunları ile mümkün oldu. Diğer yandan, play-to-earn oyunlarında dair henüz tam olarak giderilememiş kuşku ve çeşitli dolandırıcılık vakaları insanları temkinli olmaya zorluyor. Böyle bir ortamda insanların ilgisini çekebilmek için sağlam temelleri oyunlar geliştirmek gerekiyor.

Mobidictum Business Network#3‘te daha birçok sektör uzmanını misafir ettik ve sektöre dair konuları ele aldık. Sizin için hazırladığımız videolardan sektöre dair çok daha detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz. Mobidictum Business YouTube kanalına ulaşmak için:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir